Onu ilk gördüğüm günü asla unutamam, bir rüya gibiydi. Pırıl pırıl parlayan gözleri, sıcacık gülümsemesi ile kendisini tanıyan insanları (özellikle erkekleri) müthiş etkiliyordu.Fiziksel güzelliği de büyüleyici olmasına rağmen ben onu her zaman gözle görülmeyen erdemleri nedeni ile hatırlayacağım.
İnsanların dertlerini dert edinir ve onları hiç şikayet etmeden dinlerdi. Mizah anlayışı sayesinde gününüzü şenlendirir ve güç anlarınızda her zaman doğru sözcükleri bulup kendinizi iyi hissetmenizi sağlardı. Hem kızlar, hem de erkekler ona bir yandan hayranlık, bir yandan da saygı duyarlardı. O ise inanılmayacak kadar mütevazı idi.
Söylemeye gerek yok, pesinde bir çok erkek vardı. Ben de bunlara dahildim. Bir gün onunla sınıfa kadar yürüdüm. Hatta bir keresinde, sadece o ve ben yemek yedik. Mutluluktan uçuyordum. Sürekli, "Ah, ne olur onun gibi bir kız arkadaşım olsa" diye düşünüyordum. O zaman başka hiçbir kıza bakmazdım. Ama bu kadar müthiş bir kız elbette ki benden çok daha ustun biri ile beraber olabilirdi, kendime hiç şans tanımıyordum.Mezun olurken ona elveda dedim.
Bir yıl sonra, onun en iyi arkadaşı ile karsılaştım. Boğazımda bir yumru ile onun nasıl olduğunu sordum."Nihayet seni unutmayı başardı" dedi. "Sen neden söz ediyorsun" diye sordum."Sen ona çok zalim davrandın. Hep onunla sınıfa yürüyor ve onunla ilgilenmiş görünüyordun. Birlikte yemek yediğiniz günü hatırlıyor musun? Ertesi hafta belki ararsın diye telefonun başından ayrılmamıştı. Senin onu arayacağından ve bir randevu isteyeceğinden o kadar emindi ki!"
Reddedilmekten deli gibi korktuğum için hiçbir zaman ona duygularımdan söz etmemiştim. Ya onu arasa idim ve o da bana hayır dese idi? Olabilecek en kotu şey ne idi? Bana hayır demesi ve onunla olamamam. Peki simdi ne oldu? Zaten onunla birlikte olamadım! En kötüsü de ne biliyor musunuz?Büyük bir olasılıkla bana hayır demeyecekti...